Bitcoin Gerçek Para Değil Safsatası

Bitcoin Gerçek Para Değil Safsatası

Son güncelleme: Aralık 5, 2017

Bitcoin yanılsamadır, kitle halüsinasyonudur, diyorlar. Sadece dijital sayılardan ibarettir, bir seraptır, sabun köpüğü kadar önemli değildir, diyorlar. Bitcoin, onu satın alan aptalların inancından ve bu aptallardan satın alan daha büyük aptallardan başka hiç kimse tarafından desteklenmiyor, diyorlar. Tamam, peki. Öyle olsun. Bütün bunlar doğru, olsun.

Anlaşılması daha az kolay olsa da, ABD doları ya da Türk Lirası da aynı şekilde bir yanılsama, bir halüsinasyondur. Banka hesabınızda gördüğünüz rakamlar da bir yanılsamadan ibaret. Hepsi çoğunlukla dijital sayılardan oluşur. Bazen kağıt ya da bozuk para şeklinde saklanırlar, ancak kağıt ve madeni paralar fiziksel iken, temsil ettikleri para birimleri değildir. ABD doları, ödeme olarak kabul eden aptalların inancından başka bir şeyle desteklenmez. Temel fark, en azından şu an için, dolar örneğinde illüzyonun daha yaygın ve daha şiddetle inanılmasından kaynaklanıyor.

Nitekim ABD dolarının yaklaşık yüzde 90’ı neredeyse tamamen soyut – kelimenin tam anlamıyla herhangi bir somut biçimde mevcut değildir. Bir araştırma “ABD para arzının sadece yaklaşık yüzde 10’u -10 trilyon doların yaklaşık 1 trilyon dolarlık kısmı- kağıt ve madeni para şeklinde bulunuyor” diyor. İhtiyaç anında bankacılık sisteminin her fırsatta daha fazla dolar yaratmasını durduracak hiçbir şey yok.

ABD doları “fiat” para birimi olarak bilinir. Fiat, fiat lux’te olduğu gibi Latince “let there be” anlamındadır. Yani “bırak olsun”.. Bu nedenle fiat dinar, lira, euro, dolar ve ruble.. “Bırak dolar olsun” dedi ve oldu.. Bu kadar basittir bankalar için. Ulus devlet liderleri için para üretme cazibesi, tarihsel olarak dayanılmaz hale gelmiştir. Bu sadakati açıkça gören bir sonuç enflasyondur: 1959’daki 1 dolarlık satın alma gücü şu an 12 sent’in altında.

Bitcoin blok zinciri kısmen bu tarihsel zaafeti çözmek için yaratıldı. 21 milyon bitcoin çıkarıldıktan sonra, 2140 civarında sistem, artık bitcoin üretmeyecek.

Şarlatanlar, hırsızlar ve iyi niyetliler

Şarlatanlar ve hırsızlar herhangi bir parasal sistemi kontrol etmek için kurulan çeşitli yapıları her zaman delmek ve manipüle etmek isteyecektir (bkz. Panama Papers, 2008 finansal krizi, Mt. Gox, DAO ve Tether hırsızlıkları vb)

Bütün değer depoları hedeftedir. Ve herhangi bir takas sistemini kullanmanın neticesinde, varlıklar kaybedilebilir de, arttırılabilir de. Ancak bazen şaşırtıcı şekilde, parasal sistemlerin tamamen çökmesini önleyen iyi niyetle hareket eden yeterli sayıda kişi hep bulunuyor.

Kripto paralar ile ABD doları ya da Türk Lirası arasında birkaç radikal farklılık var. Örneğin, bitcoin sisteminde yapılan işlemler ve transferler, bankaların veya hükümetlerin kontrolünde olmadan, herkesin katılabileceği bir kamu bilgisayar ağı gücüyle, sonradan değiştirilemez bir muhasebe defterine kaydedilir. Bitcoin’in kaynak temini sabittir. Kripto paraların anonimliği, nakit paranın anonimliğinden daha az değildir.

Para halüsinasyonu

Paranın kendisi bir yanılsamadır, kitle halüsinasyonudur. Kazanmak ve saklamak için çok çalışıyorsun, ama yine de, onunla ilgili gerçek olan tek şey, onun sembolik gücünden ibaret. Bu sembolik güç belli bir açıdan bakıldığında, gerçekten harikadır.

Asıl önemli olan yeşil renklendirilmiş kağıt, eter tokeni veya 5 kuruş madeni para için paylaştığımız değer anlayışıdır. Hepsi bu. Ve paylaşılan bu değer anlayışının sabit bir anlamı yoktur; sonsuz bir akış içindedir. Paranın tüm “değeri” (örneğin, çeşitli varlıklara karşı önceden belirlenmiş bir kur oranıyla) güvence altına almaya veya faiz oranlarını ayarlayarak akışını düzenlemeye yönelik her girişim karşısında bile istikrarsız ve soyuttur. Hepimiz bir arı kovanının içindeyiz. Ve para dediğimiz şey, kovan içinde ve kovan adına yapılan anlaşmaların değişen bir ağıdır ve şimdiye kadar hep öyle olmuştur: insanoğlunun güvendiği bir ağın kırılgan bir dalı.

O halde “bir doların değeri” nedir?

Bitcoin gibi kripto para birimlerine ve altında yatan blok zincir teknolojisine karşı tüm ortak argümanlar, sıradan paranın provizyonel ve kırılgan olduğu gerçeğini hesaba katmamaktadır. Kripto para birimleri, parayı gerçek ve sağlam sanan, ya da istikrarı daima belirsiz olan kurumlara olan insan güveninden başka bir şey tarafından desteklenmediğini bilmeyen insanlar tarafından an-la-şı-la-maz. Bu iki kere iki dörttür. Bir ABD doları “Birleşik Devletlerin tam inancı ve kredisi” tarafından desteklenmektedir, derken ne kastedilmektedir Allah aşkına?

Yunanistan, Venezuela ve İspanya gibi istikrarsız hükümetlerdeki parasal krizler kripto para piyasalarında bir takım olayları tetikledi. Rum hükümeti, 2013 bankacılık krizinde vatandaşlarının banka mevduatlarına yaklaşık yüzde 7 oranında bir kesinti yaptığında, muhtemelen o noktada birçok güney Avrupalı, Bitcoin’in Rum bankalarının sağlayabileceğinden daha güvenilir bir yuva olabileceğini düşünüyorlardı.

Mevcut finansal kurumlarımız defoludur ve yolsuzluğa kalıcı eğilimi vardır ve bu, bitcoin’in gizemli mucitinin gözünde bir parıltı olarak belirmeden çok önceden beri böyleydi. Satoshi Nakamoto, belki de bu yüzden genesis yani başlangıç bloğunu 3 Ocak 2009 tarihli Times manşetiyle atıyordu: “Chancellor on brink of second bailout for banks.

Bitcoin, ilk günden itibaren politik olarak motive olmuş bir projeydi. Mevcut bankacılık sistemlerine daha iyi bir alternatif temel alınabilecek, kurcalamaya dayanıklı dijital bir değişim aracı sağlamak için açıkça inşa edilmiş yeni bir sistemdi.

Dağıtık defter

Bitcoin dahil olmak üzere tüm kripto para birimlerinin ardındaki teori, dağıtık bir bilgisayar ağı tarafından üretilen kayıtların kurcalamaya dayanıklı yapılarak teorik olarak hükümetlerin yapabileceğinden daha iyi bir para biriminin sağlamlığını garanti altına alabilmesidir. Ve bugüne kadar, yolda karşılaşılan bazı önemli darbelere rağmen, bitcoin’in yerleştirildiği blok zincir sistemi, bu teoriyi en azından kısmen ispatlamıştır. 2009’dan bu yana bir milyon ya da daha fazla bitcoin çalındı, ancak bitcoin’in dayandığı muhasebe sistemi olan temel sistemin dağıtık defteri şimdiye kadar istikrarlı ve bozulmamış bir şekilde kaldı.

Kötü bazı aktörlerden dolayı “bitcoin dolandırıcılıktır” demek, “finansal hizmetler endüstrisi bir sahtekarlıktır” demek gibidir.

“Bitcoin güvenilir değil çünkü takip edilemediği için karanlık işler yapılıyor, uyuşturucu ticareti yapılıyor” demek pek akla ve mantığa uygun değildir. Zira geneleksel kağıt para ile de uyuşturucu ticareti yapılmakta, mafyalar cirit atmakta ve her türlü karanlık iş yapılmaktadır. Bunu sadece bitcoin’e has bir şeymiş gibi göstermek pek adil değil!

Bir Cevap Yazın